ANDAÇ; "İDDİALAR DOĞRU DEĞİL"
Sinop Alan Yönetimi Başkanı Hülya Civlez Andaç, geçtiğimiz günlerde gündeme taşıdığımız Tarihi Çapar Gemisi için söylenen iddiaların doğru olmadığını söyledi.
05 Temmuz 2024 - 17:54 - Güncelleme: 10 Temmuz 2024 - 13:36
Başkan Andaç, Eski Kültür ve Turizm İl Müdürü Hikmet Tosun’un tarihi Çapar ile ilgili açıklamalarına Ajans Sinop aracılığıyla cevap verdi. Alan Yönetimi Başkanı Andaç, iki gündür Cezaevi Projesi için Ankara’da olduğunu, Tosun yaptığı açıklamaları yolda okuma fırsatı bulduğunu dile gererek, çok üzüldüğünü vurguladı. Başkan Andaç, Tosun’un iddialarının doğru olmadığını söyledi. Andaç, habere konu olan iddialara karşılık açıklamalarda bulundu.
“İSTANBUL DENİZCİLİK MÜZESİ’YLE İRTİBATA GEÇTİK”
Denizcilik Müzesi burada nerede gerçekleştirebiliriz diye İstanbul Denizcilik Müzesi'yle iletişime geçtikleri kaydeden Andaç; “İstanbul Denizcilik Müzesi Profesörleri, Sinop’ta bir çalışma yaptılar. Mimarları da vardı, iç mimarları da vardı aralarında. Bu çalışmanın sonucunda bize bir proje gönderdiler. Dediler ki bu bir kimliği olan yapı, bunun tümünü denizcilik müzesi yapmayın zaten ama bir kısmını arka tarafa bakan bir kısmını bahçesiyle beraber Denizcilik Müzesi yapabilirsiniz. Biliyorsunuz bizim üçüncü kısımda bir kemerimiz var. Hatta Selçuklu kitabesi çıktı, ikinci bir kemer çıktı. Biz bu ikinci kemer çıkınca orada bir bilimsel kazı alanı başlattık. Bize o bölgeyi söylediler buraya çapari koyabilirsiniz diye ama bilimsel kazı alanı olduğu için ve orada bazı kalıntılar çıktığı için biz orayı kapattık. Çünkü çok ciddi bütçeye ihtiyacımız var kazı alanı yapabilmek için. O yüzden bu çapar buraya konulmaktan vazgeçildi ama şimdilik. Çünkü o kazı alanının ne kadar zaman süreceğini bilmiyoruz. Daha sonra biz DÖSİM'le de görüşüyoruz bu arada. Burada bir satış üniteleri. DÖSİM Döner Sermaye, bakanlığa bağlı. Biz buraya satış üniteleri koymak istiyoruz. Fakat satış üniteleri deyince aklınıza böyle işte burada bir mantı satıyorum, burada bir takı, burada bir çanta vesaire gelmesin.”
“KOTRANIN DOĞUM YERİ TARİHİ CEZAEVİ”
Kotra yapımının Sinop Tarihi Cezaevi’nden çıktığını aktaran Andaç; “Kontranın doğum yeri Tarihi Cezaevi. Ben burada kotrada nasıl atölyeler yapabilirim, Sinop'un yine bir değeri bıçakçılık, burada nasıl bunları gerçekleştirebilirim diye, özellikle de görünür bir yerde, halka açık olan bir yerde biz bu birimleri oluşturmak istedik. Bu arada alan yönetimiyle de bunları konuşarak yapıyoruz. Sürekli bir danışma kurulumuz var, Eşgüdüm Denetleme Kurulumuz var ve danışma kurulunda çok değerli hocalarımız var. Yani benim çok değer verdiğim gerçekten her zaman akıl aldığımız hocalarımız yani danışma kurulu güzel paydaşlarımızdan oluşuyor. Onlarla konuşarak burada nasıl gerçekleştirebiliriz, nasıl faaliyetler diye derneklerimizle de iletişim kurarak bunlardan, derneklerimizden bir sürü yazılar aldık. Bunların yazılar doğrultusunda da buralarda hangi birimleri koyabiliriz düşünerek bir planlama yaptık. Sonuç itibarıyla burada bu planlamayı müşahede binasının önünde nasıl olsa buradan çapar kalkacak diye burada gerçekleştirmeyi hedefledik.”
“DENİZCİLİK KENTİ OLDUĞUMUZA DAİR BİR SİMGE”
Tarihi Cezaevi bahçesinde duran Çapar’ı Belediye Başkanı Metin Gürbüz ile iletişime geçerek çalışma yürüttüklerini dile getiren Andaç; “Başkanımız son derece hassasiyetle nereye koyabiliriz diye yalanlarındakilerden de faydalanarak bilirkişilerdendi. Önce Sabahattin Ali'ye koyalım bunu diye düşündük. Sonra Sabahattin Ali'de fazla MOBESE ve güvenlik kameraları yok ve farklı bir projeler de var. Burada belki heba olur, yazık olur diye düşündük. Sonra dedik ki en güzel burası Pervane. Neden? Gelen misafirlerimiz direkt şehrin girişinde, trafiği de engellemeden, bu Çapar'ı buraya koyduğumuzda en azından denizcilik kenti olduğumuza dair bir simge, tarihi bir simge diye biz bu Çapar'ı başkanla ve Valilikle konuşarak ve ciddi güvenlik önlemleri alarak taşıdık ve taşırken üç saat başından ayrılmadım. Hepsini fotoğrafladım kendim bizzat, müzede görevlileri de vardı. Hepsini fotoğrafladım, videoladım başına bir şey gelmesin diye. Zaten önce güvenlik önlemlerini aldık kelepçeledik demir kelepçelerle. Yani bu kadar önem vererek bu kadar hassasiyetle taşıdık Pervane Yokuşuna. Ahşap direkleri çürümüştü, TEDAŞ'ı aradık, yeni direkler temin ettik fakat bu direklerin gelmesi, o çukurları açmamız, o direkleri ve betonun kuruması iki günümüzü aldı. Yarın üstündeki çatı koyulacak. Korumaya alınacak.”
“BİZ ÇOK HASSASIZ VE KORUMACI İNSANLARIZ”
Kendisinin bu iddialar karşısında son derece üzüldüğünü işaret eden Andaç; “Bu arada şuna da üzülüyorum. Biz çok hassasız ve korumacı insanlarız. Aynı hassasiyetle burayı korumak için uğraştık. Çöp atma, çöpe atılma ya da birinin sahip çıkma gibi bir şey söz konusu dahi olamaz. Bu şehrin biz paydaşıyız. Biz de sonuna kadar sahip çıkıyoruz ama bizden öncekiler daha da sahip çıksaymış. Koruma anlamında çürümeye bırakılmış orada. Yani biz ne yapabiliriz? Başkan da çok hassasiyet gösterdi. Konservasyon yapan birilerini getireceğiz, tabii ki bu öyle kalmayacak, şimdilik ahşap direklerini aldık, çatının örtüsü değişecek, belki zamanla farklı bir koruma önerilecek, belki temperli cam önerilecek. Bilemiyorum. Tabii ki bunları belirleyen konservatasyon raporu olacak. Ama biz buna sahip çıktık. Yani buradan kaldırma amacımız ben buraya satış üniteleri koyacağım. Hele bir söylem var. Ben buna çok kırıldım. Buranın dokusuna uygun değil. Olur mu öyle şey? Buranın dokusuna uygun tabii ki. Zaten kentin simgesi olsun diye biz bunu aldık, pervane yokuşuna koyduk. Niye?”
“MİSAFİRLER DENİZ KENTİNE GELDİĞİNİ HİSSETSİNLER”
Söz konusu Çapar’ın konservasyon görmesi gerektiğini belirten Andaç; “Doğal liman kenti burası. Şehrin girişine geldikleri zaman, misafirler, tarihi olan bir deniz kentine geldiğini hissetsinler. Bizim tek istediğimiz buydu. Amma yeri yanlıştır. Bilmiyorum bizim açımızdan doğruydu ki biz bunu bazı kişilerle de konuşarak koyduk. İleride belki rüzgâra sebebiyet yani rüzgâr zarar verecek veyahut da bir sıkıntısını göreceğiz. Tabii ki bunu yine önlemler alınarak taşıyacağız. Ki kaldı ki taşınması da gerekiyor zaten. Neden? Bu, konservasyon raporu olduktan sonra bunun ciddi konservasyon görmesi lazım ve bunu da uzman kişilerin yapması lazım. Şimdi bir ikinci çabamızla bunun için uğraşıyoruz. Yoksa alın bunu gidin diye böyle bir şey söz konusu olamaz zaten. Biz bu konuda bu kadar hassas insanlarız. Mümkün değil böyle bir şeyin olması. Orada şu anda bizim düşündüğümüz topları sergilemek var, bazı işte Yaşar Tarakçı Hocamız var, bize verdiği bazı değerler var. Onlar da sergilenecek. Ben sadece bunu alacağım oraya koyacağım. Bizim koymak istediğimiz zaten denizcilik, İstanbul Denizcilik Müzesi'nin projesinde olan o kemerin önüne koymaktı ama kemerin önünde bilimsel kazı alanı başlatıldı.”
“KENDİSİNE İTHAMDA DA BULUNMAK İSTEMİYORUM”
Tosun’a ithamda bulunmak istemediğine de değinene Andaç; “Bu arada bakın kendisine ithamda da bulunmak istemiyorum. Bir büyüğümdür, saygı duyuyorum kendisine ama bunlar hoş şeyler değil. Çünkü Metin Başkan bu cümleleri kurabilecek biri değil. Zaten kurmamış da kendisini aradım Hülya Hanım biz bu kadar hassas davrandık. Böyle bir şey söz konusu dahi olamaz. Biz bunu taşırken böyle önemsiz bir şey olsa belki üç saat orada durmam zaten ve sürekli taşıyan firmaya sürekli şunu şöyle kaldırın, şuradan dikkat edin, sürekli başında bulunduk. Müze görevlileri de oradaydı zaten. Bu arada Kültür Müdürü'yle de görüştüm. Kültür Müdürü izindeymiş. Adem Bey bilgi vermiş. Adem Bey yok Hülya Hanım yani ben böyle bu tarz bilgiler vermedim dedi zaten kendisi. Kendisi alan yönetiminde, yönetim planında bazı kararlar alındı. Tabii ki buraya Denizcilik Müzesi yapılacaktı fakat bir bilimsel kaz alanı başlatıldı.”
ANDAÇ’IN AÇIKLAMALARININ TAMAMINI VİDEODAN İZLEYEBİLİRSİNİZ!
“İSTANBUL DENİZCİLİK MÜZESİ’YLE İRTİBATA GEÇTİK”
Denizcilik Müzesi burada nerede gerçekleştirebiliriz diye İstanbul Denizcilik Müzesi'yle iletişime geçtikleri kaydeden Andaç; “İstanbul Denizcilik Müzesi Profesörleri, Sinop’ta bir çalışma yaptılar. Mimarları da vardı, iç mimarları da vardı aralarında. Bu çalışmanın sonucunda bize bir proje gönderdiler. Dediler ki bu bir kimliği olan yapı, bunun tümünü denizcilik müzesi yapmayın zaten ama bir kısmını arka tarafa bakan bir kısmını bahçesiyle beraber Denizcilik Müzesi yapabilirsiniz. Biliyorsunuz bizim üçüncü kısımda bir kemerimiz var. Hatta Selçuklu kitabesi çıktı, ikinci bir kemer çıktı. Biz bu ikinci kemer çıkınca orada bir bilimsel kazı alanı başlattık. Bize o bölgeyi söylediler buraya çapari koyabilirsiniz diye ama bilimsel kazı alanı olduğu için ve orada bazı kalıntılar çıktığı için biz orayı kapattık. Çünkü çok ciddi bütçeye ihtiyacımız var kazı alanı yapabilmek için. O yüzden bu çapar buraya konulmaktan vazgeçildi ama şimdilik. Çünkü o kazı alanının ne kadar zaman süreceğini bilmiyoruz. Daha sonra biz DÖSİM'le de görüşüyoruz bu arada. Burada bir satış üniteleri. DÖSİM Döner Sermaye, bakanlığa bağlı. Biz buraya satış üniteleri koymak istiyoruz. Fakat satış üniteleri deyince aklınıza böyle işte burada bir mantı satıyorum, burada bir takı, burada bir çanta vesaire gelmesin.”
“KOTRANIN DOĞUM YERİ TARİHİ CEZAEVİ”
Kotra yapımının Sinop Tarihi Cezaevi’nden çıktığını aktaran Andaç; “Kontranın doğum yeri Tarihi Cezaevi. Ben burada kotrada nasıl atölyeler yapabilirim, Sinop'un yine bir değeri bıçakçılık, burada nasıl bunları gerçekleştirebilirim diye, özellikle de görünür bir yerde, halka açık olan bir yerde biz bu birimleri oluşturmak istedik. Bu arada alan yönetimiyle de bunları konuşarak yapıyoruz. Sürekli bir danışma kurulumuz var, Eşgüdüm Denetleme Kurulumuz var ve danışma kurulunda çok değerli hocalarımız var. Yani benim çok değer verdiğim gerçekten her zaman akıl aldığımız hocalarımız yani danışma kurulu güzel paydaşlarımızdan oluşuyor. Onlarla konuşarak burada nasıl gerçekleştirebiliriz, nasıl faaliyetler diye derneklerimizle de iletişim kurarak bunlardan, derneklerimizden bir sürü yazılar aldık. Bunların yazılar doğrultusunda da buralarda hangi birimleri koyabiliriz düşünerek bir planlama yaptık. Sonuç itibarıyla burada bu planlamayı müşahede binasının önünde nasıl olsa buradan çapar kalkacak diye burada gerçekleştirmeyi hedefledik.”
“DENİZCİLİK KENTİ OLDUĞUMUZA DAİR BİR SİMGE”
Tarihi Cezaevi bahçesinde duran Çapar’ı Belediye Başkanı Metin Gürbüz ile iletişime geçerek çalışma yürüttüklerini dile getiren Andaç; “Başkanımız son derece hassasiyetle nereye koyabiliriz diye yalanlarındakilerden de faydalanarak bilirkişilerdendi. Önce Sabahattin Ali'ye koyalım bunu diye düşündük. Sonra Sabahattin Ali'de fazla MOBESE ve güvenlik kameraları yok ve farklı bir projeler de var. Burada belki heba olur, yazık olur diye düşündük. Sonra dedik ki en güzel burası Pervane. Neden? Gelen misafirlerimiz direkt şehrin girişinde, trafiği de engellemeden, bu Çapar'ı buraya koyduğumuzda en azından denizcilik kenti olduğumuza dair bir simge, tarihi bir simge diye biz bu Çapar'ı başkanla ve Valilikle konuşarak ve ciddi güvenlik önlemleri alarak taşıdık ve taşırken üç saat başından ayrılmadım. Hepsini fotoğrafladım kendim bizzat, müzede görevlileri de vardı. Hepsini fotoğrafladım, videoladım başına bir şey gelmesin diye. Zaten önce güvenlik önlemlerini aldık kelepçeledik demir kelepçelerle. Yani bu kadar önem vererek bu kadar hassasiyetle taşıdık Pervane Yokuşuna. Ahşap direkleri çürümüştü, TEDAŞ'ı aradık, yeni direkler temin ettik fakat bu direklerin gelmesi, o çukurları açmamız, o direkleri ve betonun kuruması iki günümüzü aldı. Yarın üstündeki çatı koyulacak. Korumaya alınacak.”
“BİZ ÇOK HASSASIZ VE KORUMACI İNSANLARIZ”
Kendisinin bu iddialar karşısında son derece üzüldüğünü işaret eden Andaç; “Bu arada şuna da üzülüyorum. Biz çok hassasız ve korumacı insanlarız. Aynı hassasiyetle burayı korumak için uğraştık. Çöp atma, çöpe atılma ya da birinin sahip çıkma gibi bir şey söz konusu dahi olamaz. Bu şehrin biz paydaşıyız. Biz de sonuna kadar sahip çıkıyoruz ama bizden öncekiler daha da sahip çıksaymış. Koruma anlamında çürümeye bırakılmış orada. Yani biz ne yapabiliriz? Başkan da çok hassasiyet gösterdi. Konservasyon yapan birilerini getireceğiz, tabii ki bu öyle kalmayacak, şimdilik ahşap direklerini aldık, çatının örtüsü değişecek, belki zamanla farklı bir koruma önerilecek, belki temperli cam önerilecek. Bilemiyorum. Tabii ki bunları belirleyen konservatasyon raporu olacak. Ama biz buna sahip çıktık. Yani buradan kaldırma amacımız ben buraya satış üniteleri koyacağım. Hele bir söylem var. Ben buna çok kırıldım. Buranın dokusuna uygun değil. Olur mu öyle şey? Buranın dokusuna uygun tabii ki. Zaten kentin simgesi olsun diye biz bunu aldık, pervane yokuşuna koyduk. Niye?”
“MİSAFİRLER DENİZ KENTİNE GELDİĞİNİ HİSSETSİNLER”
Söz konusu Çapar’ın konservasyon görmesi gerektiğini belirten Andaç; “Doğal liman kenti burası. Şehrin girişine geldikleri zaman, misafirler, tarihi olan bir deniz kentine geldiğini hissetsinler. Bizim tek istediğimiz buydu. Amma yeri yanlıştır. Bilmiyorum bizim açımızdan doğruydu ki biz bunu bazı kişilerle de konuşarak koyduk. İleride belki rüzgâra sebebiyet yani rüzgâr zarar verecek veyahut da bir sıkıntısını göreceğiz. Tabii ki bunu yine önlemler alınarak taşıyacağız. Ki kaldı ki taşınması da gerekiyor zaten. Neden? Bu, konservasyon raporu olduktan sonra bunun ciddi konservasyon görmesi lazım ve bunu da uzman kişilerin yapması lazım. Şimdi bir ikinci çabamızla bunun için uğraşıyoruz. Yoksa alın bunu gidin diye böyle bir şey söz konusu olamaz zaten. Biz bu konuda bu kadar hassas insanlarız. Mümkün değil böyle bir şeyin olması. Orada şu anda bizim düşündüğümüz topları sergilemek var, bazı işte Yaşar Tarakçı Hocamız var, bize verdiği bazı değerler var. Onlar da sergilenecek. Ben sadece bunu alacağım oraya koyacağım. Bizim koymak istediğimiz zaten denizcilik, İstanbul Denizcilik Müzesi'nin projesinde olan o kemerin önüne koymaktı ama kemerin önünde bilimsel kazı alanı başlatıldı.”
“KENDİSİNE İTHAMDA DA BULUNMAK İSTEMİYORUM”
Tosun’a ithamda bulunmak istemediğine de değinene Andaç; “Bu arada bakın kendisine ithamda da bulunmak istemiyorum. Bir büyüğümdür, saygı duyuyorum kendisine ama bunlar hoş şeyler değil. Çünkü Metin Başkan bu cümleleri kurabilecek biri değil. Zaten kurmamış da kendisini aradım Hülya Hanım biz bu kadar hassas davrandık. Böyle bir şey söz konusu dahi olamaz. Biz bunu taşırken böyle önemsiz bir şey olsa belki üç saat orada durmam zaten ve sürekli taşıyan firmaya sürekli şunu şöyle kaldırın, şuradan dikkat edin, sürekli başında bulunduk. Müze görevlileri de oradaydı zaten. Bu arada Kültür Müdürü'yle de görüştüm. Kültür Müdürü izindeymiş. Adem Bey bilgi vermiş. Adem Bey yok Hülya Hanım yani ben böyle bu tarz bilgiler vermedim dedi zaten kendisi. Kendisi alan yönetiminde, yönetim planında bazı kararlar alındı. Tabii ki buraya Denizcilik Müzesi yapılacaktı fakat bir bilimsel kaz alanı başlatıldı.”
ANDAÇ’IN AÇIKLAMALARININ TAMAMINI VİDEODAN İZLEYEBİLİRSİNİZ!
FACEBOOK YORUMLAR