Doğan ÖZDEMİR

Doğan ÖZDEMİR

" EMEKÇİNİN KÖŞESİ "
[email protected]

Hedef İsrail, ver mehteri

30 Temmuz 2024 - 19:57 - Güncelleme: 30 Temmuz 2024 - 20:01

Sınır komşusu bile olmadığımız bir ülkeye resmen savaş daveti çıkarıyoruz! Sanki o ülke daha düne kadar sütten çıkmış ak kaşıktı da birden aşırı sıcaklardan olsa gerek azıtıverdi! Ya da bizimkilerin ayranı kabardı, canları savaş çekti.

Ortadoğu yıllardan beri kaynamakta, özellikle İsrail ve çevresi. Bu devleti, İslam ülkeleri içinde ilk tanıyanlardan biri de biz değil miydik? ABD’nin Ortadoğu’daki ayağı ve kontrol noktası olacağını bilemiyor muyduk? Düne kadar her türlü ticareti sürdürenlere şimdi ne oldu acaba? Masalarda rest çekip sonra sarmaş dolaş oluverenlere, hatta onların dünyada sadece kendi dindaşlarına verdikleri Yahudi bilmem ne madalyasını alanlara? Ve Mavi Marmara olayında göz göre göre ölüme gönderilen vatandaşlarımızın canlarına parayla değer biçenlere? Bunları üst üste koyunca ve bayram değil, seyran değilken birdenbire İsrail’e de girebileceğimizi en yetkili ağızdan söylemenin anlamı ve ülkemize yararı nedir?

Anlamı yoktur! Sınır ilişkimizin olmadığı, orada azınlık da olsa kendi halkımızın bulunmadığı, bize açık ya da gizli bir saldırı yaptığı kanıtlanmadığı, dünyada iyi kötü hukuk denen bir kavram da bulunduğu sürece, hiçbir kimse durduk yerde savaş anlamına gelecek böyle bir tavırda bulunamaz. Bu, hem geri dönülmesi çok zor bir yol açabilir, hem de saldırgan bir tavır olarak diğer demokratik ülkeleri karşımıza almaya neden olabilir, özellikle de başta ABD’yi…

Şimdi bir düşünelim; Netanyahu denen faşist lider aynı açıklamayı bize karşı yapsaydı? “Siz Filistin’i desteklerseniz bizde Türkiye’ye gireriz” gibi bir densizlik yapsa bizler neler yapmazdık! Ve yapacaklarımızda da haklı olurduk üstelik… O zaman geriye ne kalıyor?

Ülke yanıp kavruluyor, iyi yönetilmiyor, insanlar ekonomik olarak batık durumda, enflasyon durdurulamıyor, kimsenin yarınından güvencesi yok… Say sayabildiğin kadar… Bunun sorumlusu da elbette iktidar ve yol arkadaşları. İşte bunun için ortalığı karıştırmak, halkı tel cambazlarına baktırmak, dikkati dağıtmak gerekiyor.

Örnekleyelim; 20 yıldır belediyeler AKP’deyken SSK prim borçları Sayıştay raporlarına rağmen kasten toplanmamış, o paraların başka amaçlarda kullanılmasına göz yumulmuştur. Şimdi belediyeleri kaybedince bunun acısını        -yasalara uymasa da- CHP’li belediyelere haciz koyup hizmet yapamaz hale getirerek alacaklarmış! Eh; anayasayı bile tanımayanlara yasa hatırlatmanın fazla geçerliliği olmayacağına göre denesinler bakalım, el mi yaman, bey mi yaman?

Bir parça vicdanı olan kişi şunu sormalı: Neden bazı özel kişilerin milyarlarca borcu, teşviki bir kalemde siliniverdi de şimdi bunların yüzde biri-beşi bile etmeyecek paraların peşinde koşuluyor? Devlet yandaşları beslemek için mi var? YİD sistemiyle ve müşteri garantisiyle, üstelik beş on katı yüksek fiyatla yaptırılan havayolları, yollar, köprüler, hastaneler neden halen devlet tarafından destekleniyor, hem de asgari ücrete ve emekli maaşına üç kuruş zam yapmaya yanaşmayanlar bu yandaşlarına yılda üç dört kez dolar üzerinden zam yapıyor? İşte bu konu karışık, uçak konmayan havaalanı, hasta gitmeyen hastane, araç geçmeyen yol… Offff, bunlara milyarlar vermek hangi mantıkla, yasayla ve vicdanla açıklanabilir ki? İşte bu yüzden halkımız teldeki cambaza bakmaya devam etmelidir; biz İsrail’e gireriz, turist olarak da olsa gireriz, var mı diyeceğiniz?

Hayvan sever bir toplumuz, ama bu konularda bir yasa çıkacağı zaman kalkacak parmakların sahiplerinin hayvan sever olmaları ve tavır koymaları ancak normal demokrasinin olduğu ülke meclislerinde olabiliyormuş! Çünkü bizde vekillerin çoğunun parmağı liderinin işaretiyle inip kalkar! Öyle olmasaydı bu sokak hayvanlarının öldürülmesi suretiyle sorunun çözülmesine aralık kapı bırakan yasa, iktidar ve ortaklarının kara parmaklarıyla onaylanmazdı! İşte bu nedenle halkın büyük öfkesine neden olan yasayı çıkarınca halkımızın tel cambazlarını izlemesinin sürmesi zorunluydu! Kimmiş İsrail? Bakanına da elçisine de anında şekil veriverdik mi, tamam…

Şunu da ekleyeyim; elimizde bir adet “154’lükler” listemiz var. Ne kadar gerçek gazeteci, araştırmacı, demokrat, doğru konuşan ve CeHaPe’li varsa bu listede. Giremeyenlerde hafif bir eziklik ve içten içe bir kıskançlık bile var. Neyse, işte bu 154 kişi için “gereğini yapacağını” söyleyen biri de var! Üstelik bu kişinin elini öpme sırasına giren bir taraflarının kılı ağarmış devlet memurları da var; açıkça suç işlediklerinin farkındalar ama ne dert! O öpülen el ile geleceğinde yeni bir ufuk açılacağının hesabı daha önemli.

Ve bizim ülkemizde yargı da var! Böyle bir listeyi açıkça yayınlayıp hesap sorma adına -istenmese de- birilerine hedef göstermenin bir suç olacağını sayın Cumhuriyetimizin Savcı’ları çok daha iyi bilir. Ama tık yok; demek ki daha önceki deneyimlerimizden bildiklerimiz yanlışmış, o tür siyasetlerde, birinin adı veya resmi ortaya konduğunda kaç vatan evladının kahpece şehit edildiği gazete arşivlerinde vardır. Bilen bilir.
Demek ki neymiş? Ortalık çok karışık, düştük düşeceğiz, koltuk sallanıyor. O zaman hadi hep birlikte İsrail’e giriverelim bari… Böylece savaş sırasında muhalefet de yapılamaz, biz de vaziyeti kurtarırız sevgili yandaşlarım ve ortaklarım. Ver mehteri!

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum