Doğan ÖZDEMİR

Doğan ÖZDEMİR

" EMEKÇİNİN KÖŞESİ "
[email protected]

Spordaki eller

03 Temmuz 2024 - 23:01


Dün milli futbol takımımız doğrusu beklenmese de çok önemli bir galibiyet alarak çeyrek finale kaldı ve Hollanda’nın rakibi oldu. Maçın kahramanlarından biri de Merih’ti. Elbette son dakikalarda süper bir kurtarışla galibiyeti korumamızı sağlayan kaleci Mert’i de unutmayalım. Ama tüm bunların şaşkınlığı ve sevinci içindeyken Merih’in ülkemizde yıllardır belli bir partiyi sembolize eden “Bozkurt İşareti” yapması galibiyetin bile önüne geçti.
“Ne var bunda?” da denebilir, ama bir ülkeyi temsil eden forma hiçbir siyasi partinin propaganda aracı olamaz. Stadyumları dolduran on binler sadece o formanın aşkı için maça gidiyor. Bu olaydan sonra Melih’in o hareketini kapak yapan bir resmini alıp şöyle bir yorum yapmıştım: 
“SENİ TÜM VATANDAŞLARIMIZ İZLİYORDU. ÇOK DA GÜZEL OYNADIN. AMA BUNDAN SONRA SANA ZERRE KADAR SAYGIM KALMADI. GİT KENDİ ÇÖPLÜĞÜNDE OYNA BUNDAN SONRA. BU HAREKETİ BAŞKA BİRİ BAŞKA TÜRLÜ YAPSA ORTALIK AYAĞA KALKARDI, AMA AĞALARDA GIK YOK... O FORMAYI GİYEN SİYASETİNİ DIŞA VURAMAZ. ÖĞREN BUNLARI.”
Sevdiğim arkadaşlarımdan ders verircesine yorumlar geldi. Eğer köşe yazısı yazıyorsan veya bir paylaşımda bulunuyorsan arkadaşlarının saygı çerçevesinde yorumlarını da kabullenirsin, ben de öyle yapmaya çalıştım.
O hareketin tarihte Türk milletini temsil eden, daha da ileri giderek Turan ülküsünü gösteren bir hareket olduğunu anlattılar. Ben ise şu anda ülkemizde bir partinin temel işareti olduğunu ısrarla söyledim. Neden diğer partiler bu hareketi yapmıyor? O partililer Türk milletini temsil etmiyor mu yoksa? Dolayısıyla bu savunma yetersiz kalıyor bence. Yapılan iş bir spor karşılaşmasıydı, bir yarıştı, savaş değil! Karşımızdaki takım da kendi ülkesini temsil ediyordu, onların üzüntüsü bizim sevincimiz oldu. Her maçtan sonra beklenen karşı takımı kutlamak olmalıdır. 
Spor dünyası holiganlardan çok çekti, çok canlar alındı, ne çabuk unutuyoruz? Sahada futbolcu ve tribünde seyircinin yaptığı her yanlış bize kinlenmiş bir grup olarak geri dönecektir. Dünya sporu dün sona ermedi, belki ömür boy sürecek. Avusturya ile yine maçlar yapacağız. Ama kalkıp ta futbolcuların “Bu intikam maçı” gibi aptalca demeçler vermesi sadece iki ülke arasındaki holiganları sevindirir, bir sonraki maçı intikam için dört gözle beklerler. Ya da bazı ülkelerin belli işaretlere özel karşıtlığı olabilir, herkesin de buna saygı göstermesi beklenir. Bu işareti yasaklamış bir ülkeyi yenince bu hareketi yapmak sadece bize sıkıntı getirecektir.
Boşuna işi Türk ve Türkçülük boyutuna taşımayalım. Türk olmak bu ülkede her vatandaşın yasal hakkıdır. Türkçü olmak ise siyaseten belli bir görüşün, Turancılık ülküsünün savunulmasıdır. Bu tür ideolojiler hızla ırkçılıkla karışıverir, sınırı çok dardır. Bu nedenle herkesin siyasi görüşüne bir yere kadar saygı duymak ve demokrasi içinde kalmasını istemek görevimizdir.
Ancak; işin ırkçılık-etnikçilik tarafına doğru hızla kayabileceği kaygan bir zemindeyiz. Siyasete saygı duymak için o işin resmi kimliği olmayan kurum ve kişilerce yapılması gerekir. Bir Yargıcın, bir polisin veya bir spor kulübünün siyaseti bireyin içinde olur, dışına vurulamaz. Bir takımımızın sporcularının uluslararası zafer işareti anlamına gelen bir hareketi yapmalarının nerelere kadar taşındığını unuttuk mu? Üstelik tanımı da açık, onlar da zaferimizi kutladık dese haksızlar mı? Ama hemen “Vay hainler, bunlar bölücülerin işareti” diyenlerin şimdi bir kez daha soğukkanlılıkla düşünmesini diliyorum.
Demek ki Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün "Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim" sözünü unutmadan sporu savaş gibi değil, centilmence yapılan bir yarış olarak görmemiz gerekir. Beni tanıyanlar siyasetimin solda ve yurtsever olduğumu da bilirler. Yani solculuk Milliyetçilik kavramına ters mi de ben Milli maçları izlemeyeceğim? Asıl ters olan tüm ülkede bir siyasi görüşün astığı astık, kestiği kestik bir alan aramasıdır ki yaşımız gereği bunları çok yaşadık, yakından tanıdık.
Ülkemizi, halkımızı, milli takımımızı sevmemiz kimselerin tekelinde değildir. Hele dünü ve bugünü tartışılan bir siyasetin bunu kendine malzeme yapması da geçerli ve doğru değildir.
Son söz; spor bir yarıştır, zekâ, güç ve dayanıklılık yanında beceri ile centilmenlik ister. Karşı takım düşmanımız olamaz. Yoksa sporun uluslararası dayanışma ve kardeşliği artırması yerine ülkeler arası kin ve nefret tohumları ekmesine neden olur. Bu türlü davranışların resmi üniforma giyenler tarafından yapılması son derece yanlıştır. Şimdi Merih’ten öncelikle karşı takımdan ve bizlerden özür dilemesini bekliyorum. Yoksa o güzel oyununu gölgelemiş, birilerinin oyuncağı olmuş biri olarak anımsanacaktır.
I

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum